Sabah başka bir şehirde yaşayan amcam aradı. “Gece lavaboya gitmek için yatağından kalktığında aniden başının çok döndüğünü, neredeyse bayılacak gibi olduğunu ve çok korktuğunu” anlattı.
Ben de: “Hızlı kalkmışsındır. Bu yüzden tansiyonun düşmüştür. Korkmana gerek yok, tekrarlarsa doktora görünürsün.” diye teselli etmeye çalıştım.
“Zaten dün prostat için doktora gittim. Hastane çok yoğun, her yer virüs kaynıyor.” diye devam ediyordu ki “prostat” kelimesini duyunca bende: “Prostat ?! İlaç ?! Alfa adrenerjik bloker ?! İlk doz senkopu ?!” şeklinde bir dizi şimşek çaktı tabii.
Amcamla yaptığım bu konuşmanın üzerine: “BPH tedavisinde kullanılan ilaçlar, yan etkileri ve hasta bilgilendirmesi konularında” eczacılarımızın danışmanlık rolüne katkı sağlayacağına inandığım bir yazı derleyip sizlerle paylaşayım istedim.
Korkmayın hemen… Elbette öyle uzun uzun farmakodinamiğine, farmakokinetiğine girip sizleri bunaltmayacağım. Başlıyoruz…
BPH Tedavisinde Kullanılan İlaç Grupları
-
α-Adrenerjik Reseptör Blokörleri (Prazosin, Terazosin, Doksazosin, Tamsulosin, Alfuzosin, Silodosin)
Bu grup BPH tedavisinde en sık tercih edilen ilaçlardır ve tam etkilerini genellikle birkaç haftada gösterirler. Alfa-blokerler prostatın boyutunu küçültmez veya büyümesini önlemezler. Bazı hastalar sonuçta belirtilerinin giderilmesi için cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyacaktır.
Prazosin (Türkiye’de müstahzarı yok), Terazosin (Hytrin) ve Doksazosin (Cardura) α1 reseptörün selektif kompetitif blokörleridir. BPH tedavisi ve hipertansiyon tedavisinde yararlıdırlar. Bu yüzden hipertansiyonlu BPH hastalarında tercih edilebilirler.
Tamsulosin (Flomax), Alfuzosin (Xatral) ve Silodosin (Urorec) diğer selektif α1 antagonist örnekleridir ve BPH tedavisinde endikedirler.
Kan damarlarında bulunan α adrenerjik reseptörlere daha az selektif, prostat ve mesanede bulunan α₁ reseptörlere daha fazla selektif olduklarından, Tamsulosin, Alfuzosin ve Silodosin kan basıncı üzerine daha az belirgin etkilere sahiptir.
α₁ reseptörlerin blokajı prostat ve mesane boynundaki düz kas tonusunu azaltır ve idrar akışını artırır.
Bu ilaçların ilk dozu abartılı bir ortostatik hipotansif yanıt oluşturabilir ve senkopa (bayılma) yol açabilir. “İlk doz” etkisi olarak adlandırılan bu etki, ilk kez veriliş sırasında normal dozun üçte biri veya dörtte birinin verilmesiyle ya da ilacın yatmadan önce verilmesiyle en aza indirilebilir.
Dikkat!!! Hastalar özellikle tedavinin başlangıcında ani tansiyon düşmesi veya bayılma gibi risklere karşı uyarılmalı, ilacı aldıktan sonra 12 saat süreyle araba kullanmak gibi dikkat gerektiren işlerden kaçınmaları hatırlatılmalıdır. Bu yan etkilerin ilk dozdan sonra görülebileceği gibi; doz artırımından sonra veya bırakılmış bir tedaviye yeniden başlanmasından sonra da gelişebileceği akılda tutulmalıdır.
Her ne kadar bu semptomlar her zaman ortostatik değilse de hastalara bu belirtileri hissettikleri anda hemen oturmaları veya sırtüstü uzanmaları, tekrar doğrulurken ve ayağa kalkarken dikkatli olmaları öğütlenmelidir. Baş dönmesi, sersemlik veya çarpıntılar rahatsızlık verici derecede ise, hasta doz ayarlaması yapılması için hekime yönlendirilmelidir.
Bu ilaçların sık görülebilen diğer yan etkileri; enerji azlığı, nazal konjesyon, baş ağrısı ve uyuşukluktur.
Kullanımları ise şöyle önerilmektedir:
- Terazosin (Hytrin): Aç veya tok, özellikle ilk dozu yatarken alınır.
- Doksazosin (Cardura): Aç veya tok, sabah ya da akşam kullanılabilir. (Cardura XL’de medikasyon, ilacın yavaş salınması ve vücut tarafından emilmesi amacı ile özel olarak tasarlanmış, absorbe olmayan bir kabuk içindedir. Bu işlem tamamlandığında boş tablet vücuttan atılır. Bu nedenle hastalar, dışkılarında tablete benzer bir şey gördüklerinde endişelenmemelidir.)
- Tamsulosin (Flomax): Kahvaltıdan ya da günün ilk öğününden sonra alınır.
- Silodosin (Urorec): Her gün aynı saatte yemekle birlikte alınmalıdır. (Ortostatik etkilerin insidansı düşük)
- Alfuzosin (Xaflu): Akşam yemeğinden sonra alınır.
-
5α- Redüktaz İnhibitörler (Finasterid, Dutasterid)
5α-reduktaz inhibitörleri olan Finasterit (Proscar) ve Dutasterit (Avodart) testesteronun uyarıcı etkisini engellerler. Bu ajanlar prostatın büyümesini önleyen -hatta küçülmesini sağlayan ilaçlardır. Ayrıca komplikasyon oluşma riskini azaltırlar.
α1 adrenerjik antagonistlerle karşılaştırıldığında maksimum fayda için 6 ila 12 ay süre ile kullanılmaları gerekmektedir. Objektif iyileşmeyi başlatma olasılıkları daha azdır ve seksüel disfonksiyon yapma olasılıkları daha yüksektir. Cinsel olarak aktif olan erkeklerde ikinci tercih olarak kullanılmalıdırlar.
Dikkat!!! 5α-reduktaz inhibitörlerinin FDA gebelik kategorisi X olduğundan hamile kadınlarda kullanımları kontrendikedir. Hamile veya doğurganlık çağında olan kadınlar bu tabletleri kullanmamalı veya kullanan erkeklerin spermleri ile temas etmemelidirler. Hastanın partneri hamile ise veya hamile olma ihtimali varsa, hastanın semeninin partnerine maruziyetini engellemesi önerilir.
Dikkat!!! 5α-reduktaz inhibitörleri deriden absorbe olur. Bu nedenle kadınlar ve çocuklar çatlak kapsüllerle temastan kaçınmalıdır. Çatlak kapsüllerle temas edildiğinde, temas eden bölge derhal su ve sabunla yıkanmalıdır.
Dikkat!!! Dutasterid ile tedavi gören erkekler, tedavilerinin sona ermesinden sonra en az 6 ay kan bağışında bulunmamalıdırlar. Bunun amacı kan nakline bağlı olarak hamile bir kadının olası Dutasterid maruziyetini önlemektir.
Kullanım önerileri ise şu şekildedir:
Finasterit (Proscar): Aç veya tok sabah veya akşam kullanılabilir.
Dutasterit (Avodart): Kahvaltıdan hemen sonra alınmalıdır.
-
Fosfodiesteraz İnhibitörleri (Sildenafil, Tadalafil, Vardenafil)
Fosfodiesteraz inhibitörleri (PDE–5 inhibitörleri) erektil disfonksiyonun eşlik ettiği BPH tedavisinde endikedir.
Dikkat!!! Hastada postural hipotansiyon gelişimi riskini asgariye indirmek için; hasta PDE–5 inhibitörü ile tedaviye başlamadan önce alfa-bloker tedavisinde stabil olmalıdır. Ayrıca, PDE–5 inhibitörü tedavisine mümkün olan en düşük dozla başlanması ve Doksazosin (Cardura) alımından sonra 6 saatlik aralık bırakılması tavsiye edilir.
Vardenafil, Terazosin (Hytrin) tedavisini takip eden 6 saat, Sildenafil ise 4 saat içinde alınmamalıdır. En az farmakodinamik etkileşimler, Silodosin (Urorec) ve maksimum doz Sildenafil ya da Tadalafil arasında gözlenmiştir.
Bu grup ilaçlar aç veya tok karnına kullanılabilir.
-
Antikolinerjik Ajanlar (Darifenasin, Fesoterodin, Oksibutinin, Propiverin, Solifenasin, Tolterodin, Tropisyum, vb.)
Muskarinik reseptör antagonistleri (MRA) mesanenin anormal kasılmalarını azaltan bir grup ilaçtır. Erkeklerde BPH’den kaynaklanan sıkışma belirtilerine karşı fayda sağlayabilirler. Mesane tam olarak boşalamıyorsa ve idrar yapma sonrası mesanede çok fazla idrar kalıyorsa bu ilaçlar genellikle reçete edilmez.
MRA’nin yan etkileri genelde hafiftir. Bunlar ağızda ve gözde kuruluk, kabızlık, idrar yapma güçlüğü, soğuk algınlığı belirtileri, bulanık görme, baş dönmesidir.
-
β-Adrenerjik Ajan (Mirabegron)
Mirabegron (Betmiga), β3 adrenoseptörlerin güçlü ve selektif agonizması yoluyla detrusor kasında relaksasyon sağlar ve idrar depolamayı arttırır. Mirabegron, etkin, güvenilir ve iyi tolere edilen yeni jenerasyon bir ilaçtır
Mevcut kılavuzlarda erkek hasta grubunda detrusor kontraktilitesini etkilememesi nedeni ile BPH’lı hastalarda Aşırı Aktif Mesane semptomlarını iyileştirmede güvenle kullanılabileceği ve alfa blokerlerle kombine edilebileceği belirtilmiştir.
Kombine Tedaviler
Hekimler bazen iki veya daha fazla ilaç kombinasyonu önerebiliyorlar. En sık kullanılan kombinasyonlar:
Alfa-bloker ile 5ARI
Alfa-bloker ile MRA şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Bu tedavilerin amacı her iki ilacın yararının kombine edilmesidir. Birlikte kullanıldıkları zaman bu ilaçlar daha etkin olabilir. Ancak sıklıkla daha fazla yan etkiye sebep olabilir. Her ilacın yan etkilerinden yukarıda bahsetmiştik. Kombine tedaviler orta veya şiddetli belirtileri olan erkeklerde önerilir.
Bitkisel İlaçlar
Bitkisel ilaçlardan da kısaca bahsederek konuyu burada bırakalım. Kabak çekirdeği, Güney Afrika yıldız otu, Afrika kuş üzümü, Çavdar poleni bu gruptaki adı geçen bitkilerdir. Ancak bu ilaçların standardizasyonu, dozlamaları ve etkinliği konularında soru işaretleri vardır. Çok fazla sayıda bitkisel ilaç olduğu için kullanımları konusunda özel bir öneri yapmamalı hastayı hekime yönlendirmeliyiz.
Kaynaklar:
Feild C, Radhakrishnan R, 2020. Lippincott Farmakoloji. Ankara: Nobel Tıp Kitabevleri
Wells B, Schwinghammer T, Dipiro J, Dipiro C, 2019. Farmakoterapi El Kitabı. Ankara: Güneş Tıp Kitapevleri
KÜB
23 Nisan 2021
Çok güzel yazı elinize sağlık
25 Nisan 2021
Elinize emeğinize sağlık
9 Mayıs 2021
Çok teşekkürler eczacı hanım
14 Mayıs 2021
devamını bekleriz
14 Ocak 2022
Teşekkürler, gayet güzel açıklamışsınız